2 Kasım 2009 Pazartesi

SENİ BENDE UNUTTUN

Bir akşamüstü bir rüzgâr yapıştı belime,

Yürüdük beraber sen önde ben arkada.

Böylesi daha çok acıtırdı, kırık kalbimi

Diyemedim bir kere gözlerine bakarak

Gözlerim yaşararak seviyorum seni.



Önce inanmadım, sende seviyordun,

Seviyordun bunu adım gibi biliyorum

Sonra kudurdun, kudurdunuz.

Küçücük bir hediye için, Başım döndü, bağırdım...

Bağırdım ama seni sevmediğimden değil.

Ve sonra hepten gittin. Gitmeyi sen istedin.

Gitme kal, kal benimle diyemedim.



"Sen, giderken gülüm izlerini silmeyi unuttun.

Sen, giderken bir tanem, bende bıraktıklarını almayı unuttun.

Sen, giderken aşkım, sen hâlâ bendeydin.

Sen giderken beyaz güvercinim sevdamla gittin.



Çalan bir müzik parçasının sözlerinde unuttun kendini.

Bir ağustos akşamında unuttun beni ve seni.

Süzülen damlaların sıcaklığında,

Sensiz bir gecenin sabahındaki hıçkırıklarda unuttun seni.

Teras da içilen bir bardak çayda,

Bir fincan dolusu kahvede unuttun.

Bir mangal ateşinin sonrasında, yanmış közlerde unuttun.

Balıkesir’in birkaç köyünün o güzel sokaklarında,

O ıssız kalabalıklarda unuttun kendini.

Söylenen yalanlarda, en yakınlarımın,

Amaçlarına yönelik yalanlarında unuttun seni ve beni.

Geceleri baktığımız o yıldızlarda unuttun bizi.



Hiç birlikte çay içmeye çıkamayacağımız

çay bahçesinde, Papatya'da unuttun bizi.

Adını bir türlü koyamadığın

gelecekteki güzel günlerimizde unuttun.

Beraber yaşarız diye seni koyduğum kalbimde,

Kanadı kırık kalbimde unuttun seni.

Sen giderken bitanem,

SENİ BENDE UNUTTUN !!!."



FEYZULLAH KIRCA

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder