30 Ocak 2010 Cumartesi

BİR TANEM

Bir Tanem (17 hece)

Sürüklenir peşinden cananım prangalı ayaklarım
Attığım her bir adımda ömrümü ömrüne katarım
Bir tebessümünle biter benim tüm umutsuzluklarım
Söndür sevdanla bu aşka susamışlığımı bir tanem

Şefkatli ellerinin arasında can bulan bedenim
Gözlerinde tutuklu kalır bakınca sana gözlerim
Korkulu bir rüyasın bana uyanmaktan çekindiğim
Söndür sevdanla bu aşka susamışlığımı bir tanem


Geceleri yalnızlığımda bedenimi ısıtır bedenin
Var oluşumun güzelliklerinden birisi de sensin
Ne önemi var bebeğim aramızdaki mesafenin
Söndür sevdanla bu aşka susamışlığımı bir tanem

Sen benim asla solmayacak mor menekşe çiçeğim
Hala seni gördüğümde titrer biriciğim bedenim
İlk günkü heyecanla fırlayacak gibi atar kalbim
Söndür sevdanla bu aşka susamışlığımı bir tanem

Sensiz zamanların devrik testilerinden hüzün akar
Sana sevdamın peşinden koşarken topuklarım patlar
Seninle son buldu ancak içimde kopan fırtınalar
Söndür sevdanla bu aşka susamışlığımı bir tanem

Suyun ateşi söndürdüğü gibi söndürdü yar sevgin
Gönlümdeki hasret yangınlarını söndürmeye sevdin
Sensiz bırakmandan çekindiğim önemli bir cümlesin
Söndür sevdanla bu aşka susamışlığımı bir tanem

Feyzullah Kırca
Akbaşlar köyü / Dursunbey

27 Ocak 2010 Çarşamba

GÖĞÜS GERİP DUR DİYEMEZ



İnsan sevmediği kişi için asla gözyaşı dökemez
Sevecek yüreği olmayanlar hiç kimseyi sevemez
Sevgisi sahte olanlar yürekten seviyorum demez
Amansız esen fırtınalara göğüs gerip dur diyemez

Seninle sönmez ise aşkım, bırak yansın da ateşim
Yanıp yanıp söndükten sonra senin olsun küllerim
Geceleri yalnızlığımda seninle ısınmazsa bedenim
Amansız esen fırtınalara göğüs gerip dur diyemez


Gönlümü açar saçlarının açılıp rüzgarda dağılması
Nutkumu tutar ya dudaklarının gözlerime takılması
Silinmezse yalnızken küf bağlayan yüreğimin pası
Amansız esen fırtınalara göğüs gerip dur diyemez

Dimağımda saklanır benim sana en güzel sözcükler
Mutluluğun güzel resmini anlatan yaldızlı cümleler
Seni görmezse birkaç saatte olsa hasret çeken gözler
Amansız esen fırtınalara göğüs gerip dur diyemez

Dalgalı denize çekinmeden açılmaya yürek gerek
Met cezirlerin arasında hedefe kulaç atmak gerek
Gönlünden gelen dalgalar sineme gelmez ise direk
Amansız esen fırtınalara göğüs gerip dur diyemez

Feyzullah Kırca


Akbaşlar Köyü / Dursunbey

25 Ocak 2010 Pazartesi

İNŞALLAH



Karşındakine değer verdiğin kadar insan olursun
Muhatabını unuttuğun kadar da çabuk unutulursun
Şayet sevilmek istiyorsan çocukla da çocuk olursun
İnşallah dünyada sende mutlu ve mesut biri olursun





Hayat denen güzel mevsimlerimiz bir anda bitiverir
Bedenlerimizin üzerine, mayamız toprak örtülüverir
İmtihan vesilemiz ölüm denen yerde aniden bitiverir
İnşallah Salih amellerle dolu defterimiz de veriliverir





Kirlenmiş sokaklara geleceğe dair güzellikler sığmaz
İçimizdeki felaketler, buz dağları erimeden yıkılmaz
Kötülük ve nefret tamtamlarımız sevgisiz dağıtılmaz
İnşallah sevgi ve hoşgörü duygusuyla buzlar eriyiverir





Fizik, kimya, edebiyat ve matematik dehası da olsan
Yedi düvele birden sultan, dünyaya hakim de olsan
Yaratılış gayesi hikmetinden olma insanoğlu noksan
İnşallah kurtaracak hakikat olan hikmete ram olman





Yağız atlı bir suvariler gibi gaflet içinde koşturursun
Kabre kadar gider bilinen yolun, orada son bulursun
Allahın rızasını istiyorsan ölümüne hazırlıklı olursun
İnşallah ahirette sende mutlu ve mesut birisi olursun



Feyzullah Kırca
Akbaşlar Köyü / Dursunbey



24 Ocak 2010 Pazar

KALBİNİN SICAKLIĞI TENİME VURUR




Yaralarımı gözlerindeki şavklı ışıklara sararım
Sensizliğin içinde kaybolurum benliğimi ararım
Alıp götürsün diye mutluluk hayallerine dalarım
Oradan kalbinin sıcaklığı vurur tenime hayatım




Sevda çiçeğim seni ben yürekçiğime sakladım
Zamansız hüzünlereyse beyaz bayrak salladım
Senin narin kelebek kanadına beni ısmarladım
Oradan kalbinin sıcaklığı vurur tenime hayatım






Kokun benden başkasına yaramasın can eriğim
Her güne daha bir güzel doğar seninle gözlerim
Seni ben gözlerimin içine sakladım göz bebeğim
Oradan kalbinin sıcaklığı vurur tenime hayatım





Çocukça sevdi narin çiçeğim seni deli yüreğim
Melek kalpli ve nur yüzlü kadınımsın sen benim
Dilime dolayıp dimağıma hapsettim seni güzelim
Oradan kalbinin sıcaklığı vurur tenime hayatım





Çekmiştir masmavi sürmesini o güzel gözlerin
Ellerimi tutan sevgi ve şefkat dolu sıcacık ellerin
İçine sakladım ben seni anlatan yaldızlı cümlelerin
Oradan kalbinin sıcaklığı vurur tenime hayatım





Dalgaların sesini denizin kenarında dinlerken
Deniz sevgiye dair meltem rüzgarıyla gelirken
Sen meltemlere karışıp da bana koşarak gelirken
Oradan kalbinin sıcaklığı vurur tenime hayatım





Feyzullah KIRCA
Akbaşlar Köyü / Dursunbey

21 Ocak 2010 Perşembe

YAĞMUR GÖZLÜM



Yemyeşil ağaçlarda yaprakları sallanıp dururken
Yepyeni canlar gencecik fidanlarda can bulurken
Bir gölge gibi şehrin tam ortasında naçar kalırken
Yağmur gözlüm yüreğime sevgin yağsın istiyorum





Duraksız bir rüzgar ise gönlümü okşayıp geçerken
Sevgi gökyüzündeki kuşların kanatlarında uçarken
Gelip kanayan gönül yaramı söndürmeni beklerken
Yağmur gözlüm yüreğime sevgin yağsın istiyorum





Ömrümün yaşanılası satırlarına beyaz kar düşerken
Ben gözlerinin mavisindeki sana bulanmak isterken
Sevda şarkılarını ikimiz için sesli olarak söylerken
Yağmur gözlüm yüreğime sevgin yağsın istiyorum





Açsın yediverenler kaybolmasın seven gönüllerden
Şiirimin tenine değer sevgin dinle bak kalemimden
Daha bahtiyarı var mı çiçeğim, sevip de sevilenden
Yağmur gözlüm yüreğime sevgin yağsın istiyorum





Feyzullah Kırca
Akbaşlar Köyü / Dursunbey



20 Ocak 2010 Çarşamba

BELKİ DUYARSIN KARDEŞ



İstemiyorsan mezarın korkunç sessizliğini
Yaratılıştaki müthiş sevgiden alasın nasibini
Vahdeti vücuda gideceğiz şaşırma hedefini
Belki duyarsın kardeş aciz yüreğimin sesini





Bedenini bilerek her türlü zorluklara ittiğini
Şeytana kanıp günah batağına doğru gittiğini
Allahın halife diye yarattığı seni helak ettiğini
Belki duyarsın kardeş aciz yüreğimin sesini





Görmek istemiyorsan ölüm korkulu rüyasını
Satan olmak istemiyorsan ahrete de dünyasını
İstiyorsan sende Müslüman’ca hakkın rızasını
Belki duyarsın kardeş aciz yüreğimin sesini





Sözün ahmağıdır bil atalarımızı böyle gördük
Söylemekten çekinme sen hayatın cümlesini
Unutma hiç imanın anahtarı tevhit kelimesini
Belki duyarsın kardeş aciz yüreğimin sesini





Feyzullah söyler sözünü, herkes bilsin işini
Allah bozarsa işini pelte yerken kırar dişini
Allah yaparsa işini de mermere saplar dişini
Belki duyarsın kardeş aciz yüreğimin sesini





Feyzullah Kırca
Akbaşlar Köyü / Dursunbey

19 Ocak 2010 Salı

DEMEYE DEVAM ET






Senin gibi olmayanı kovmaksa eğer ki maharet
Nerde aziz kardeşlerim barış, hoşgörü ve adalet
Kovmaya değil yanlışları değiştirmeye meylet
Mevlana gibi gel ne olursan ol demeye devam et





Avazımız çıktığı kadar bağırabilirsek beraberce
Canhıraş bir doğum ya da ani ölüm gibi sinsice
Bilinmeyenin bir ihbarı gibi bize gelmeden önce
Mevlana gibi gel ne olursan ol demeye devam et





Hala zili çalınmamıştır hayatımızın son nefesiyle
İnsanları Allah, peygamber ve inancın bilinciyle
Hatalar ettik yaklaşamadık biz hoşgörü bilinciyle
Mevlana gibi gel ne olursan ol demeye devam et





Bizim ülkemizde dinini öğrenenler ve yaşayanlar
Devlet düşmanları olarak görülürdü inançlı kullar
Müslümanlığın gereğini de açıkça yaşayamadılar
Mevlana gibi gel ne olursan ol demeye devam et





Herkesin başına birer polis dikmek elbette zordur
Meselemiz hesap endişesidir ve Allah korkusudur
Benim soyum ki asırlarca barışçıl ve hoşgörülüdür
Mevlana gibi gel ne olursan ol demeye devam et





Feyzullah der; kardeşlerim hakkı candan sevelim
Yüceldik bizler Mevlana gibi döne döne diyelim
Dünyadan giderken biz düğüne gider gibi gidelim
Mevlana gibi gel ne olursan ol demeye devam et




Feyzullah Kırca
Akbaşlar Köyü / Dursunbey

15 Ocak 2010 Cuma

NE GÜZELDİR



Sonsuzluğa uzaması gökyüzündeki bulutların
Belirmesi gök kuşağı gibi renk renk umutların
Saman alevi gibi kaybedilmiş sahte sevdaların
Ne güzeldir. Dönüp gidecekken görünüvermesi



Dört gözle beklediğin önemli bir haberin gelmesi
Buz kesilmiş sokaktan sıcacık evinize girivermesi
Tuttuğun takımın da, ezeli rakibini farklı yenmesi
Ne güzeldir. Bitti derken sevdiğinin arayıvermesi



Sabah cıvıldayan kuşların cikcik sesine uyanması
Bir dilim kızartılmış ekmeğin kokusunu duyması
Kaynamış bir yumurtayı da aheste aheste soyması
Ne güzeldir. Evden çıkarken eşin el sallayıvermesi



Bir beyaz güvercin kanadına sarmalayıp yüreğini
Söylemesi nazlı sevdiğine bir şekilde çok sevdiğini
Ayrılırken kiraz dudağından sunulacak veda busesini
Ne güzeldir. Gurbette de sevdiğinin sesini dinlemesi



Anlatılmaktan ziyade yaşanması gerekir sevdanın
Gönül açan gür saçlarının dağılmasıyla papatyanın
Gülümseyerek bakarken de insanı ferahlatmasının
Ne güzeldir. Birlikte yaşamanın sevincine de ermesi



Feyzullah Kırca
Akbaşlar Köyü / Dursunbey