Avucuna kına yakmış gönlümün güzeli
Bir bakışıyla deler sinemi ne de cilveli
Bilmez ki halimi, kurban olduğum gamzeli
Bense üşüyorum kısacık ömrün sığınağında
Gönlü bir kale gibi onun, etrafı kalın surlu
Gamzelerine bir buse vermek ne de zorlu
Yaz gününde incecik giymişte fistanı morlu
Bense üşüyorum kısacık ömrün sığınağında
Gözlerime bakar bakar işveli edayla güler
Benim sevgiyle uğraşacak gönlüm yok der
Yine de yolunda ölecek bir kurban ister
Bense üşüyorum kısacık ömrün sığınağında
Hırları tükenecek bir gün hiç istemese de
Sis çökecek güvendiği dağlara çok üzülsem de
Kalbimi kırdığına üzülecek belki son nefesinde
Bense üşüyorum kısacık ömrün sığınağında
Dilim hicabından lal olursa da onu anarken
Kalbim yine üzgün onu andımda derinden
Çalar gibi harcadı sevgimi gökyüzü titrerken
Bense üşüyorum kısacık ömrün sığınağında
İçimdeki sızı durmaz yarim yarim der kanar
Çırpınan arzularım ise avucu kınalımı arar
O da bilir artık, boşa geçen her dakika zarar
Bense üşüyorum kısacık ömrün sığınağında
Feyzullah Kırca
Akbaşlar Köyü \ Dursunbey
DAVACI OLUR MESCİDİ AKSA
7 yıl önce
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder