30 Ekim 2009 Cuma

SEVMEK

Sevmek inanmaktır.
Sevmek yaşamaktır.
Sevdiğini kendisi gibi, kendisinden de çok duyumsamaktır.
Sevmek sevdiği olmaktır.


Sevmekte ikilikler kalkar, bir olmalara gidilir.

Sevgide iki ten, iki kalp, iki gönül yoktur.

Tek bir kalp olunur, tek bir yürek olunur.
Sevmek paylaşmaktır. Sevdiğiyle sevdiğini paylaşmaktır.

Sevdiğiyle kalbini bölüşmektir sevmek. Ki tek kalp olunsun.
Sevgide son yoktur. Sevgiler hiçbir zaman son bulmazlar.

Biten sevgiler yoktur, bitmiş gibi görünen sevgiler vardır.

Vazgeçiş de yoktur sevgide. Yaşandıkça yaşatılır sevilen.

Ama kimi zaman sevgili için,

Kimi zamansa sevginin bir gereği olarak saklanır bu aşklar.

Vazgeçiş yoktur,

Vazgeçmiş gibi görünmek vardır o yüzden.


Sevmekte istemek yoktur.

Sevgilinin olduğu yerde son bulur istekler.

Bir şey varsa istediğin bu senin için değil,

Sevgili için istediğindir. Ondan O’nun adına istersin.

O’nu daha sonsuz sevebilmek için istersin.

Sevme özgürlüğünü istersin, kabul edilmesini istersin.

İstersin ama bir gün gelir bu istekler de son bulur.

Kendinden istersin artık.

Sevgiliyi daha çok sevmek istersin kendinden.

Sonsuz kılmak istersin.

Bu yolda sevgili olur mu, olmaz mı bunu sevgilinin isteği belirler.
Sevmek sevgiliyi istememeyi öğrenmektir.

Sevmek sevgiliyi sevgili olmadan sevmektir.


Sevmek; sevmek istemektir.
Sevmek, beklememektir. Beklentilerin son bulduğu bir duraktır o.

Öyle ki tüm gerçekler, tüm dünya silinir gider.

Ne O’ndan anlaşılmayı beklersin, ne onu anlamayı.

Ne onun gelmesini beklersin, ne onun Leyla,

Ne de Mecnun olmasını beklersin.

Beklediğin bir şey yoktur sevmeyi becermek dışında.
Sevmek, gücenmemektir.


Sevmek sevgililerin hiçbir sözüne üzülmemeyi öğrenmek demektir.
Sevgilinin ölüm hançerine bile hayır dememektir sevmek.

Onun vuruşuna, onun tokadına alınmamaktır,

Sevgiliden gelen her hareketi ve her sözü kabullenmektir.


Sevmek, ölmesini değil,

Severek ve kavuşamayacağını bilerek özlemektir.
Sevgili için yaşamaktır. Onun eli, kolu, gözü, kalbi olmaktır.

Ama artık senin onun için bir şey olmadığını bilerek yaşamaktır.

Sevmek, vermektir. Sevmek sevdiği için almasını bilmektir.

Almamayı bilerek sevgini vermektir.

Ama almalarda kurtaracaksa sevgiliyi almasını bilmektir sevmek!


Sevmek, tükenmektir.

Sevmekten ölürken tekrar var olmaktır o sevgiden.
Sevmek sevgilinin gel deyişine hayır dememektir.

Sevgilinin aşkıyla boğuşurken,

Yüzerken o aşk denizinde tek başına,

Sevgilinin bakan gözüne bakamamaktır sevmek.

Ağlayan gözlere şefkat ve tebessümle yanıt verebilmektir.

Sevmek, sevgili olmaktır.

Sevgilinin yüzündeki gülücük olmaktır.

Onu yaşama döndürecek bir damla su olmaktır.

Sevmek sevgilinin limanı olmaktır.

Sevmek sevdiğinin canı olmaktır.

Sevmek yangın olmaktır. Yanmaktır, kor olmaktır.

Dağ olmaktır, evren olmaktır. Her şey olmaktır, hiç olmaktır.

Alev olup girmektir gönüllere.
Sevmek yürümektir gönüllerde.


Sevmek güvenmektir.
Sevmek onaylanmaktır.
Sevmek sevgiliye bir nefes gibi, bir ses gibi yakın olmaktır.

Sevmek çok ötelerde olsa bile yaşamak ve yakın olmaktır sevgiliye.

Uzaktayken bile yakınlılıktır, doğallıktır sevmek.


Yalansızlık, içtenlilik, ölümsüzlülüktür sevmek.

İlk insanın, Havva’nın Adem’ in saflığını ve temizliğini,

çocuk masumluğunu taşımaktır sevmek.
Gözyaşı olmaktır, yağan yağmur olmaktır.

Bir sonbahar mevsiminin sarı yaprağı gibi yalnız olmaktır sevmek.
Sevgilisizken sevgiliyi sevmektir.
Sevmek üşümektir. Sevgilinin yokluğuna üşümektir.
Sevgiliyle doğal olan her şeyi göze almaktır sevmek.

Sevmek, sevgiliye cennet dilemektir, sevmese de seni.
Sevmek bir olmaktır.
Sevmek yaşamaktır.
Ve sevmek inanmaktır.


Sevmek bir başkasının hayatını yaşamaktır.
Sevmek sevmesini hak etmektir.
Sevmek sevgilinin baktığı yerde, sustuğu yerde olmaktır.
Karşılıksız geçen sevdaların gecelerinin sabahına varmaktır.
Sevmek saz benizli sabahlarda yaşamaktır sevgiliyi.
Sevmek sevmesini bilmektir.
Aşk bir kere sevmektir.

Üç defa sevsen de, biriyle yetinmesini bilmektir.

Diğerlerini kalbine gömmesini bilmektir.
Sevmek aşkın kendisi olmaktır.

Feyzullah KIRCA

BİTMESİN MAVİ MASAL

Bir gün sen geçmiş zamandın
Bense yanımda anlamlarım
Gezinirken uzaklarda, akşamlarım
Her şey geçer demiştin
Geçmeyen şeyler var şarkılarımda

Günlerce bekledim üzerimde bıraktığın etki geçsin diye...
Olmazdı, olmadı da zaten...
Ben aşktan korkardım...
Korkulan başa gelirmiş, korktum ve geldi başıma...
Seni o ilk gördüğüm anda hissettiğim

şeyle başa çıkamadım...

Geçsin diye bekledim.
Geçmezdi bilirdim, geçmedi de zaten...

Aklımda kalan bir anlık bir bakıştı sadece...
Ve ben, bir sonraki bakışın için
hayaller kurarken yakaladım kendimi günlerce...
Günlerce gözlerimi kapadığımda o bakış
geldi gözlerimin önüne...

Yok saymak istedim olmadı, yapamadım...
Geçmeyen şeyler vardı...
Sen vardın...
Artık masmavi bir masal vardı...

Bir durak var yüreğimde
Beklerken hep geciktiğim
Sürüklerken beni sana mevsimlerim
Her kaçış kendini yakalar
Kaçamadığım şeyler var şarkılarımda;

Kaçtıkça senden, sana yakalandım.
Aşktın sen.
Kaçtıkça aşktan, mavisi yüreğime bulaştı...

Olmazdı artık, yapamazdım...
Olmadı, yapamadım, kaçamadım…
Bu masalı yazmalıydım...
Mutlu aşklar da yazılmalıydı.
Başladım yazmaya...

“Her aşk bir mavi masal, anlatılmayan”

Demiş şarkıda..
Şimdi mavi bir masalı yaşıyorken seninle...
Tek bir cümle dökülüyor dudaklarımdan...
“İyi ki sen mavisin.
İyi ki bu bir masal”
Ne olur izin verme, bitmesin bu mavi masal....

Feyzullah Kırca

Akbaşlar Koyu / Dursunbey