31 Ocak 2011 Pazartesi

BALIKLAR KANMAZ(Gülce-Yediveren)


Derdi kullar tövbe rabbim, Müslüman olsa kanmaz
Derdi vardır, tek balıklar dünya suy dolsa kanmaz

Kandı dünya aşkı yardan, alma sen nârı aldan
Kandı kullar, şaştı yollar, şaş ne yoldan, ne aldan

Hakta birlik olsa, ersek sırra, kurtulsa anlar
Hakkı söyler olsa diller, dinleyen duysa anlar

Yanlı sözler bitmesin dostum, evetken hayırla
Yansa gönlüm, hayra koşsam, dolsa defter hayırla

Vakfedip gül, gülme eksik olmasın, gül yüzünde
Vakfe dur sen, kin ve nefret dolmasın yeryüzünde

Akmış_olsun gözyaşın, affet geçin, sen ki kullan
Ak gülün olsun, gönül hun ol ve tez aklı kullan

Yaz gelip doğsun çiçekler, sevgiler olsun da halka
Yaz! Yazın olsun kitaplar, faydan_olsun bu halka

En derinden bak görürsün, yangının rengidir al
Enderinden ol! Salihler zümresinden nasip al

Derde düşmüş olsa ben kul, fâni ömrüm yaşarken
Der de dünyam, son durak insen, demezler yaş_erken

Kandı kullar, nîmetin bolluklarından yüzerken
Kandı varlık, tek balık kanmaz, denizden yüzerken


Fâilâtün / Fâilâtün / Fâilâtün /Feûlün

Feyzullah Kırca
Akbaşlar Köyü / Dursunbey

KULAÇ ATARIM (Gülce-Yediveren)


Kulaç atarım ummanda, oluşturmaya bir desen
Kula çatma bırak anda, hoş görüp sevdim de sen.

Sızlamak boşadır dilim, çalışmak içindir hayat
Sızlama ten, doku kilim, geçer gün, ha çalış ha yat

Küre kötülük ve şerri, dünya da olmasın zulmet
Küre döner bitmez feri, adil ol istersen zulm et

Irmak ol sula fidanlar, kuru ağaçlar uyansın
Irmak olmasın yarından, gönülden hakka uyansın

Büyüsün taze tohumlar, boyları da göğe ersin
Büyü bize göz boğumlar, hak çimenler göğersin.

Kar anlık yağar bilirim, yağmak için bekler kışı
Karanlıkta irkilirim, mum yak, haktan al! Alkışı

Kula çatma bırak anda, ol kul derdine ak maya
Kulaç atarim ummanda, bu gönül çağlar akmaya…

Feyzullah Kırca
Akbaşlar Köyü / Dursunbey

15 Ocak 2011 Cumartesi

O YAR (Gülce-Yediveren)


Yaralı gönlümde var, bir yazması oyalı
Yar alı gözümde har, feda olsun o yalı

Dişi parlar bir inci, kara elmas yar kaşı
Dişilikte birinci, tutmaz ki zor aşk aşı

Düşüme girer gece, yaşı da denk yaşıma
Düş yakamdan der ece, derman o gözyaşıma

O yar ben aldı benden, güler karşımda yüzü
Oyar kabrini tenden, durmaz versem son yüz’ü

Feyzullah Kırca
Akbaşlar köyü / Dursunbey

10 Ocak 2011 Pazartesi

GÖR PEŞİNDE (Gülce-Üçtuğ)



Süzülse gökte bir bulut, getirse pembe bol umut
Hayal gözünde, çalsa ut, rüyanda benle ol yahut
Gönül senin, sinen de tut, koşar durur gör peşinde.

Huzur verir gülen yüzün, neşem salar nazik sözün
Hazan olur gülüm güzün, seninle duymadım hüzün,
Özümde gördü ben özün, coşar durur gör peşinde.

Bakan gözüm, gözün arar, yürek desen gülüm sarar
Dilimdesin sözüm karar, elim desen saçın tarar
Seven gönül hayal kurar, taşar durur gör peşinde.

Neden susar şeker dilin, seven benim, olup elin
Gönül yaban çeker gelin, gözün yaşarsa mendilin,
Senin canın, senin pilin, yaşar durur gör peşinde.

Mefâilün / Mefâilün / Mefâilün / Mefâilün

Feyzullah Kırca
Akbaşlar Köyü / Dursunbey

5 Ocak 2011 Çarşamba

YOK


Mevlana söylemiş sözü:
“Ne insanlar gördüm üzerinde elbise yok,
Ne elbiseler gördüm içinde insan yok”

Diyelim hele,
Birde biz dokunalım azıcık ince bele;
Belki de bizimle sıradan da olsa,
Mısralar daha farklı gelir dile:
Ne insanlar gördüm, adam gibi adam,
Ama giyecek elbisesi yok.
Ne, afili duran elbiseler gördüm
İçinde küçücük bir insan bile yok.
Köşeli köşeli konuşulan ne sözler gördüm
Hiçbirinin aslı bile yok.
Ne kabadayılar gördüm
Korkudan donuna yapacak vakti yok...

Ne yürekler gördüm
Herkese tepeden bakıp,
Küçücük bir noktayı bahane edip,
Sevgi ve hoşgörüyle çağlayan yürekleri paralıyor.
Zorbalık, dedi kodu, iftirayla
Kendini düzeltmeyip,
Hep başkalarına çaldığı karayla,
Belli ki cehenneme kapı aralıyor.

Ne yürekler gördüm
Büyük küçük herkese karşı çağlıyor.
Kurtla kuzu dost olmuş, yürekleri dağlıyor.
Ne yürekler gördüm yalnızlıktan
Ya da acziyetten ağlıyor.
Ne insanlar gördüm,
Onlar tıka basa tıkınırken,
Kiminin açlıktan karnı ağrıyor.

Feyzullah Kırca
Akbaşlar Köyü / Dursunbey

4 Ocak 2011 Salı

HAYAT AKAR



Yatıp, hiçbir şey yapmayanın, yapmadığı dolanır dile
Çok şey yapmaya çalışanın, yaptığında aranır hile
Dil dediğin haddini bilmez, vara yoğa konuşan file
Hayat dediğin akar gider, yok olmaya; bakar bir sele.

Feyzullah kırca
Akbaşlar Köyü / Dursunbey



KİN GÜDERSİN


Çok kinin var, çokta öfke
Hoş görseydin kardeş keşke
Dost yüreğim söyler selam
Düşmansan da olur yufka.

Mevlana’dan bahsedersin
Hoşgörüden bîhabersin
Körü köre kin güdersin
Rabbim gönle sevgi versin

Dil hatalı sözler eder
Kul ki yanlış yolda gider
Dikkatsizlik heder eder
Hemen kovar büyük peder

Tövbe etsem günah düşer
Yüce rabbim hem affeder
Kulu dersen hakkın ister
Yunus olmak kime düşer

Garip şair sözün söyler
Hatalardan tövbe peyler
Gör bakalım rabbim neyler
Bil! Neylerse güzel eyler.

Feyzullah Kırca
Akbaşlar Köyü / Dursunbey