29 Nisan 2020 Çarşamba

BİLMEZ



İnsanı ateş değil, kendi kibri yakar
Derdi doğruluş değil, sana eğri bakar
Hakla yoğrulmuş değil, sana doğru çakar
Herkeste kusur görür, kırmak bilmez şaşı

Kimi evliya olmuş, hakka yolun bulmuş
Kimi eşkıya olmuş, nefse malın çalmış
Kimi kaskıya kalmış, ömrü talan olmuş
Şeytana yakın durur, ırmak bilmez başı

Diyecek bey yok demez, dil aşkadır ilmek
Elde bir şey yok demez, sadakadır gülmek
Çalacak ney yok demez, bambaşkadır bilmek
Gözleri ağlar kurur, durmak bilmez yaşı

Nefis denen bed mahal, bizleri kurmasın
Demeden haram helal, isteyip durmasın
Söylese de hep delal, kandırıp vurmasın
Doldukça dolar gurur, kurmak bilmez kaşı

İnsanız ya sonuçta, şaşarız ve beşer
Bilmez isek kim düşte, nerde niye yaşar
Dalında yaprak işte, vakti gelen düşer
Toprak olmaya yürür, sormak bilmez naşı

Feyzullah Kırca
Akbaşlar Mahallesi / Dursunbey

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder